Nöro-oftalmolojik muayene

Bir cismin görülebilmesi, görüntünün önce gözde daha sonra beynin arka kısımlarındaki görme merkezinde algılanması ile mümkündür. Görme yollarında bir sorun olduğu zaman, ani veya ilerleyici görme kayıpları oluşabilir. Göz hareketlerini ilgilendiren hastalıklarda ise başlıca belirti çift görmedir ve sorun göz kaslarını, sinirlerini veya beyindeki kontrol merkezlerini ilgilendirebilir. Geçici görme kaybı veya çift görme, hayal görme, göz kapağında düşüklük, göz bebeklerinin büyüklüklerinde farklılık gibi şikâyetleri olan hastalar yine nöro-oftalmolojinin ilgi alanına girer. Baş göz ağrılarının doğru tanısı için hastanın öyküsü çok önemlidir. Bu tedavide başarı, uyumlu hekim hasta ilişkisi ve sürekli takip ile mümkündür.

Nöro-oftalmoloji tedavisinden iyi sonuç alınabilinmesi için hastanın detaylı tetkik ve muayenelerden geçmesi gerekir.

Görme Keskinliği
Yatak başında Snellen eşelini ihtiva eden yakın cep kartları ve üzeri delikli (pinhole) levhalarla uygulanmaktadır. Hastanın 30cm mesafeden tek gözle okuyabildiği en küçük harflerin karşıtı olan ölçümler görme keskinliğini verir. Eğer hasta yakın için gözlük kullanıyorsa ölçünün bununla yapılmasında yarar vardır.
“Pinhole” muayenesi, üzerinde 1 – 1.5 mm çapında çok sayıda delik olan ince bir plastik veya karton levha gözün önüne konularak yapılır. Bu muayene hastaya kendi seçtiği dar bir alandan bakışını ayarlama imkanını verdiği için kırma kusuru veya korneal ya da lentiküler bozukluklarda görme keskinliğinin belirgin ölçüde düzelmesini sağlar. Görmede düzelme olmuyorsa optik sinir ve retina hastalıklarından şüphelenilmelidir.

Renk Görme Muayenesi
Özel olarak hazırlanmış Ishihara kartlarının hastaya gösterilmesi ve üzerindeki rakamları her iki gözle ayrı ayrı okuması istenerek yapılır.Okuyamayan bir hastada eğer konjenital renk körlüğü yoksa optik sinir veya makula lezyonu düşünülmelidir.

Görme alanı muayenesi
Bu muayenede karşılaştırma tekniği kullanılır. Bu amaçla, periferden parmak getirme, kadranlarda parmak saydırma, ellerin ve renklerin alan ya da kadran yarılarında kıyaslanması gibi muayene yöntemleri kullanılmaktadır. Görme alanı muayenesinde perimetri denilen son zamanlarda çok geliştirilmiş “Bilgisayarlı Görme Alanı” cihazları kullanılmaktadır.

Pupilla muayenesi
Bu muayenede oda yarı karanlık olmalı ve hasta istirahat eder durumda, karşıya uzak bir objeye baktırılmalıdır. Pupilla büyüklük, şekil, ışık ve yakın reaksiyonu yönünden değerlendirilmeli, optik sinir lezyonu düşünülen hastalarda, sallanan fener (swinging light) testi uygulanmalıdır. Bu test ışığı iki göz arasında değişmeli olarak hareket ettirilerek yapılır. Normal durumlarda pupilla ışık reaksiyonu her iki pupilla için simetriktir. Tek taraflı afferent yol lezyonlarında, lezyon tarafındaki göz aydınlatıldığında her iki pupillanın cevabı da tembeldir. Sağlam göz aydınlatıldığında ise her iki pupilla kuvvetli cevap verir. Işık lezyon tarafındaki pupillaya tutulduğunda daralma yerine genişleme görülmesi, ışık sağlam gözden çekildiği zaman gelişen kuvvetli bir konsensüel cevabın serbest kalması olayıdır. Marcus Gunn pupilla fenomeni veya rölatif afferent pupilla defekti (RAPD) olarak bilinen bu durum nöro – oftalmolojik muayenede optik sinir fonksiyonlarını değerlendirmek açısından büyük önem taşır.

Göz Hareketleri Muayenesinde
Temel pozisyonda gözlerin durumu kaydedildikten sonra bir objeyi izlemesi istenerek dikey, yatay ve çapraz eksenlerde hareket kısıtlılığı olup olmadığı ve yavaş izleyici hareketin (slow pursuit) kesiksiz olup olmadığına bakılır. Hızlı göz hareketleri (sakkadik) ise hastanın bir hedeften bir diğerine bakması istenerek yapılır. Hareketle birlikte kapakların durumu ve pupilla büyüklüğü de gözlenmelidir. Konverjans muayenesi için hastanın uzaktaki bir cismi veya kendi parmağını yaklaştırarak takip etmesi istenir.

Gözdibi Muayenesi
Bu muayene pilli veya halojenli oftalmoskoplarla yapılır. Göz dibinde özellikle dikkat edilecek oluşumlar optik disk, damarlar, maküla ve retinadır. Optik diskte atrofi, ödem, fizyolojik çukurda genişlik ve derinlik artması olup olmadığına bakılmalıdır. Fizyolojik çukurun normalden geniş ve derin görülmesi hastanın glokom yönünden tetkikini gerektirir. Nonerteritik iskemik optik nöropatili hastalarda fizyolojik çukurun küçük olması bu tanı lehine kabul edilmelidir. Damarlarda dolgunluk, daralma, arter – ven çapları, anevrizmal dilatasyon, pulsasyonun varlığı, retinada kanama, eksüda, pigmentasyon, dekolman ve skar bulguları önemle araştırılmalıdır. Açık renkli kişilerde retina tabakasının ince olmasından ötürü koroid tabakasında damarların daha belirgin görülebileceği, retinada kaplan sırtı gibi (tigre) bir görünümün de normal bir varyasyon olduğu hatırda tutulmalıdır. Retinitis pigmentoza (Tavuk Karası) pigmente alanlar retinanın periferinde yer aldıklarından rutin bir oftalmoskop muayenesi sırasında gözden kaçabilir.